Archive for the ‘korun’ Category

 
Teknoloji yayıncılığının devi CNET.com, Ocak ayından itibaren Türkiye’’de yayına başlıyor.

14.12.2007 02:37:40

Teknoloji yayıncılığının devi CNET.com, MyNet’le yaptığı lisans anlaşması sonucu, Ocak ayından itibaren Türkiye’de yayına başlıyor. Her ay dünyanın dört bir yanından 140 milyon teknoloji meraklısının internetteki ilk referans noktası olan CNET.com’un Türkiye versiyonunun başında, mesleki kariyeri boyunca ya yeni yayınları başlatan ya da mevcut yayınları revize eden Kemalettin Bulamacı var.

CNET Türkiye Yayın Yönetmeni Kemalettin Bulamacı, yaptığı açıklamada, ABD merkezli yayın yapan ve dünyanın çeşitli ülkelerinde de var olan CNET.com’un mevcut içeriğini Türkçe’ye çevirmenin yanında Türkiye’den de tüketici elektroniği, bilgisayar ve çevre birimleri ile yazılım incelemelerine de yer vereceklerini açıkladı.

Msn hack

Herkesi bu aralar (daha doğrusu yıllardır) msn hackleme merakı sarmış.Adresler nasıl hackleniyor ? Adresimi nasıl koruyabilirim? Bu yazı sadece msn hacklemek için genel yöntemleri kapsar,yazının amacı msn adresinizi daha iyi korumanızı sağlamaktır;
Msn hackleme konusunda bir çok yöntem var sırasıyla değinecek olursak;
1.Sahte mail;
Hacklemek istediğiniz kişiye sahte bir mail sayfası yollarsınız kurban gönderdiğiniz sahte sayfayı açar ve giriş yapar.Bu sayfanın normal http://www.hotmail.com dakinden farkı yoktur.
2.Virüsler;
Kurbanın bilgisayarına msn veya mail yoluyla dosya gönderilir.Kurban dosyayı açtığı an virüs bilgisayarına girer ve kontrolü siz alırsınız.Yani mail hesap şifrelerine erişim sağlarsınız.
NOT:Bu kullandığınız programların içersinde yine aynı tarz virüsler vardır.Yani siz başkasının mailini hacklemeye çalışırken kullanmış olduğnuz programlar sizin adresinizin hacklenmesine neden olur.

3.Bruteforce ;
Bu yöntemden daha önceki yazılarda bahsetmiştik.Programa kurbanın msn adresini yazarsınız ve program teker teker bütün şifreleri dener.Bu yöntemle msn şifresi ele geçirmek 2 saat veya 1 yıl sürebilir.Ve artık bu yöntemçalışmamaktadır.Çünkü hotmail 5 girişten sonra hesabınızı dondurmaktadır.
4.İnternet Explorer Güvenlik Açığı;
Eğer kurban hala internet tarayıcısı olarak İnternet Explorerı kullanıyorsa,kurbana bi link göndererek kurbanın sizin belirlediğiniz siteye girişini sağlayıp adresini çalabilirsiniz

5.Zararlı Siteler;
Bazı sitelerin içine zararlı kodlar yerleştirilir.Siteye girdiğiniz anda size bir pencere açılır “…. yapmak istiyormusunuz?” evet ve hayır butonları koyulur.Evet veya hayıra tıkladığınız anda bilgisayarınzda zararlı kodlar çalışmaya başlar.Böyle sitelerde Evet veya Hayır a tıklamanın bir anlamıyoktur.Her iki yanıtta zaten evet olarak değiştirilmiştir.

Adresimi nasıl Korurum?
1.Yöntemden Korunmak için ;İnternet Explorr yerine başka bir internet tarayıcısı yükleyin.Örnek;Fİrefox ,Opera vs..
2.Yöntemden Korunmak için ;Bilgisayarınıza antivirüs yükleyin ve güncel tutun.Veya başka bir işletim sistemi tercih edin .Linux gibi…

3.Yöntemden Korunmak için;Şifrelerinizi hem sayı hem rakam hemde simgelerden oluşturun örneğin; *tizby*2546 gibi bir şifreyi çözmek aylar sürer ve bu süreye kimse katlanamaz.
4.Yöntemden Korunmak İçin; Bu yöntem sadece İnternet Explorerda çalışır.Yani Opera veya Fİrefox gibi bir tarayıcı yüklemeniz sizi bu tehlikeden korur.
Genel olarak Güvenlik açıkları ve korunma yöntemleri bunlar. Bunları uyguladığınız takdirde Msn adresiniz güvende olur.

Prostat kestane boyut ve şekillerinde bir salgı bezidir. Mesanenin altında, rektumun (makat) önünde yer alır. Prostatın tam merkezinden üretra denilen mesaneden idrarı boşaltmaya yarayan kanal yer alır. Ejekülasyon (cinsel boşalma) sırasında prostatı çevreleyen kaslar seminal sıvıyı üretraya doldurur. Seminal sıvı üretra boyunca penis ucuna kadar gelerek buradan dışarıya akar.
Prostat büyürse içinden geçen üretrayı sıkıştırarak idrar akışını zorlaştırabilir hatta tamamen durdurabilir. Bu nedenle prostat kanserinin belirtilerinden birisi idrar yapmakta güçlüktür.

Prostat bezinin yanından penise giden ve peniste sertleşmeyi kontrol eden bir grup sinir lifleri geçer. Ameliyat sırasında bu sinirler zedelenip sonuçta peniste sertleşme güçlüğü (impotans) gelişebilir. Son yıllarda bu ameliyat sırasında bu sinirleri koruyucu teknikler geliştirilmiştir. Ancak bu sinirleri koruyucu yöntemlerin uygulanabilmesi tümörün boyutuna ve prostat içerisindeki yerleşimine bağlıdır. Eğer radikal prostat ameliyatı size bir seçenek olarak sunulmuşsa kararınızı verirken bu olasılığı akılda tutmanızda yarar vardır.

Ancak, impotans gelişse bile günümüzde bunu değişik yöntemlerle tedavi etmek mümkündür.

Prostat Kanseri Nedir?

Bütün vücut dokularında hücreler kendilerini belirli bir kontrol mekanizması içerisinde yenilerler. Böylece zedelenen doku tamir edilir, yenilenir. Kontrol dışı çoğalan hücreler tümör adı verilen hücre topluluklarını oluşturur. Bazı tümörler büyümelerine karşılık köken aldıkları dokuda sınırlı kalırlar ve komşu organlara ilerlemezler. Bunlara benign (selim, iyi huylu) tümörler denir. Diğer bir kısmı ise sadece büyümekle kalmayıp komşu organlara uzanma ve onları da tahrip etme potansiyeline sahiptir. Bu tür tümörler kan ve lenf dolaşımı ile köken aldıkları yerlerden uzaktaki organlara da sıçrayabilirler. Bu tür tümörlere malign (habis, kötü huylu) tümör yada kanser denir. Kanser hücreleri köken aldıkları malign tümörden ayrılabilir, vücutta dolaşarak yeni yerleştikleri yerlerde de çoğalabilirler. Bu şekilde köken aldıkları organ dışına sıçramış ve oralarda büyümekte olan tümörlere metastaz denir.
Prostat Kanserinin Nedenleri Nelerdir?

Prostat kanserinin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bazı araştırıcılar aşırı yağlı yiyecekler gibi çevresel faktörlerin etkisi olabileceğini düşünürken, bir başka grup araştırıcı prostat kanserinin genetik (kalıtsal veya ailevi) nedenlerle gelişebileceğini öne sürmektedir. Nedeni ne olursa olsun, prostat kanserinde bugün için kabul edilen en önemli risk faktörü yaşlanmadır. Prostat kanseri gelişme riski 50 yaşından sonra artmaya başlar.
Sizde Prostat Kanseri Olabilir

Eğer siz ya da ailenizden biri 50 yaş üzeri bir erkek ise kendiniz için yapabileceğiniz ya da o aile üyesine önerebileceğiniz en önemli şeylerden birisi prostat kanseri açısından incelenmektir. Prostat kanseri erkeklerde en sık saptanan kanserdir ve kansere bağlı ölümlerin ikinci sık nedenidir.
Kim Risk Altındadır?

Eğer yeterince uzun yaşarsa hemen tüm erkeklerde prostat kanseri gelişir. Yaş arttıkça prostat kanseri gelişme riski artar. Prostat kanserlerinin %85’i 65 yaşın üzerindeki erkeklerde saptanır. Ancak, bazı erkeklerde çok daha erken yaşlarda prostat kanseri gelişebilir. Henüz bilemediğimiz nedenlerden ötürü Afrika kökenlilerde prostat kanseri gelişme riski daha yüksektir. Asya kökenliler bu açıdan daha düşük risk taşımaktadırlar.
LÜTFEN MUAYENE OLUN: ERKEN TANI HAYATINIZI DEĞİŞTİRİR!

Prostat kanseri genellikle çok yavaş büyür. Yıllarca hiç belirti vermeyebilir. Bir çok erkek prostat kanseri olduğunu öğrenemeden başka hastalıklar sebebiyle ölür. Diğer taraftan bir kısım hastada ise prostat kanseri erken, orta ya da geç dönemde iken saptanır.

Prostat kanseri erkeklerdeki en sık kanserdir ve çok sinsi seyreder. Maalesef bir çok hastada hiç bir belirti vermeyebildiği gibi hiç bir yakınmaya da yol açmayabilir. Bu nedenle sizin ya da 50 yaş üzeri aile üyesi diğer erkeklerin bu hastalık için doktora başvurması ve izleyen yıllarda da düzenli kontrolden geçmeleri çok önemlidir.

Prostat kanserinde tedavinin amacı yaşamı uzatmak ve ailenin ve toplumun aktif bir üyesi olarak yaşanmaya değer hale getirmektir. Ancak hastalık ilerledikçe başarılı tedavi tanımı değişir. Erken evredeki prostat kanserinin başarılı tedavisi genellikle bunun kesilip çıkartılması ve hastalığın tamamen ortadan kaldırılması ile özdeştir. Buna karşın ilerlemiş prostat kanserinintedavisi ise yakınmaların ortaya çıkışının geciktirilmesi ve ya engellenmesi (bazen yıllarca) anlamına gelir. Bu nedenle prostat kanserinin tam olarak tedavisi hastalığın erken dönemde yakalanması ve uygun biçimde tedavi edilmesi ile mümkündür.

Bilinçli ve bilgili olmak başarılı tedavinin birinci basamağını oluşturur. Bu kitapçık prostat kanseri ve tedavi seçenekleri konusunda sizi bilinçlendirmeyi amaçlamaktadır. Öncelikle bilmeniz gereken konu tüm erkeklerin risk altında olduğu; prostat kanserinin başarı ile savaşıp yenebileceğiniz bir hastalık olduğu ve bu hastalık için tedavi alırken bile aktif yaşantınızı sürdürebileceğinizdir. Ayrıca tetkik edilmenin şart olduğu da kavramanız gerekir, çünkü tedavi edilmeden önce sizde hastalık olup olmadığının bilinmesi gerekir.

/ / ayır , ayrık tut , kurcala , kocakarı ilaç ol , kalın kafa ol . istekler . istemediklerin gelş. gelirse gör. kurcala. yayıl . birleştir , bütünleş , = nar , zoka , yallın , basiret . akıllan , ermeniyim . akıllı tarz . akıllan . ermeniyiöç al . ali ilaslan , nar ile ne birleşiyor. istemediklerin oluyor. akıl . ali . ilas lazım .örnek ateş. örnek. yara. örnep ip. örnek ur. örnek kalın kafalar. akıllan biraz.///

bunlardan ayrık yarıl. kalın .

genel… Marul. yarar bez.

yoğurt genell… arada değiştir biraz .tarz . farkına var tadın. az özz . derin. konu ol

kiraz . yarar şeker kız.

bal özzzz….

çok ilaç devamlı . no problem. anladın sen onu. zeytin devam …..

zeytin her şifa. her derin. denir.

böğürtlen yarar kız. nar kiraz yarar erkek.

yulaf bisss. çok yararlı.

kestane …. çok haşere. çişş. edep. ali ilaslan

incir.. yakar. kalın kafalı sın. ateş lazım boz.

,,,, meyve sebze az öz dene…
yararlıları ye.

ayva özz var.

badem , fıstık , elma , ayva , derin konu ol . karanlık….

badem süt . okul . akıl . serin konu ol . karanlık

ABD bölgeyi terk edecek! Edecek ama sorun bu değil. Geride ne bırakacak? Irak’ta geriye ne kalacağı az çok kestirilebiliyor. Kestirilemeyen İran’dan ve Kuzey Irak’tan geriye ne kalacağı? Zira iyibilgi’nin özel istihbaratlarına göre İran’ın elinde kımıldayacak askeri güç, Kuzey Irak’ta ise PKK kalmayabilir! Hiç şaşırmayın. Şaşırmanız gereken Ankara’nın bu ‘zoka’ya gelip gelmeyeceği? iyibilgi Ankara

ABD, Irak’dan eninde sonunda çıkacak. Bu beklenti Saddam’a yönelik ilk kurşunun mütteffikler tarafından sıkıldığı andan beri geçerli. ABD öyle veya böyle bölgeden çekilecek ama geriye ne kalacak?
Bu hiç basit bir soru değil. Çünkü yanıtın bir tarafı en basit anlamıyla Irak’ı ilgilendiriyor ama asıl önemlisi bölge ne olacak sorusunda. Şimdi göstergeler basit uluslararası ilişkiler analizlerinden fazlasını, daha doğrusu tehlikelisini gösteriyor.
Çünkü ABD çekildiğinde bölgede en kritik oyuncu olarak İran kalacak. Herkes biliyor ki, ABD’den doğan boşluğu doldurmaya gönüllü olan İran’ın hakimiyetini Batı asla kabul etmez.
Etmezse de işler çığırından çıkar!
ABD’nin Irak’tan çekilme kararı, şu sırayla ülkeleri etkileyecek. İran, Türkiye, İsrail, Suriye, Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan, Ürdün ve geri kalan arap dünyası.
Bu sıralama zaman sıralaması değil önem sıralaması. Bu sıralama aynı zamanda ABD’nin bölgeden çekilmeden önce yapacağı olası-ama şu sıralar konuşulunlara göre gittikçe yüksek ihtimal haline gelen-yeni savaşlar ile ilgili.
ABD, içinde bulunduğumuz 2007 yılı içinde sembolik birlikleri ülkeden çekecek. Muhtemelen 2008 yazından itibaren de hallice birliği eve gönderecek. Son tortular ise 2010 yılına kadar bölgeden tamamen alınmış olacak.
Geriye ise yine muhtemelen iç savaş adayı, iktidar savaşları, mezhep ve etnik çekişmelerle tedhiş eylemlerinin boy gösterdiği bir coğrafya kalacak. ABD ayrılmadan önce bu riskleri sıfırlamak istiyor ama herkes biliyor ki bu artık çok mümkün değil.
Mesele bununla da sınırlı değil. İran ülkede ciddi güç sahibi olduğu gibi, Şii’ler üzerindeki hakimiyeti bir yana, Irak içinde “huzur bölgesi”(!) olarak anılan Kuzey Irak’la da ilgili!
Terörist PKK’nin kolu olan PJAK’a karşı kimsenin sözünü de fazla dinlemeden operasyonlar yapıyor. Belki konu hakkında Türkiye’nin tecrübesine sahip olmadığından fazla zaiyat veriyor ama duruşu tam olarak bu.
Yani İran, ABD’nin çekilmesinden sonra bölge üzerinde sözü dinlenme olasılığı olan en güçlü ülke. Bu tabloya nükleer çalışmaları da eklemlendiğinde işin rengi hayli değişiceği anlaşılıyor.
İsrail’in ısınma turları…
Yeryüzünde birbirinden en çok nefret eden ülkeler sıralaması yapılsa birinciliği kuşkusuz İran ve İsrail alır. Bu nefretin din ayrılığından gelen sebepleri olduğu muhakkak ama bunun ötesinde şöyle bir gerçek daha var…
Tel Aviv de Tahran da birbirini “ulusal güvenliğin” tehtidi olarak algılıyor. Bu “düşman” olarak da tarif edilebilir. Bu halde rahatlıkla söylenebilir ki, bu haliyle Irak’tan ABD’nin hiçbir şey yapmadan çekilmesi halinde İsrail’in yapacağı anlamına geliyor.
İsrail ne Kuzey Irak’taki ne de ülkenin bütünündeki stratejik menfaatlerini İran’a kaptırmayı kesinlikle kabul etmeyecek ve ABD olmasa bile İsrail’in İran’a yönelik bir hamle yapması anlamı doğacak.
Gerek yok, ABD yapacak!
Ancak aynı mantık kurgusu üzerinden beslenen bir başka ihtimal, ayrılmadan önce bu senaryonun bizzat Amerika tarafından uygulanması. Yani ABD’nin, İran’ın stratejik yapılarının tamamını bölgeden ayrılmadan önce yok etmesi.
Bu kara kuvvetlerine dayanmayan füze sistemleri ve hava kuvvetleri ile yapılacak bir operasyon olacak uluslararası gözlemcilere göre. Geride İran’ın Irak’a yönelik kalibreli eylem yapmasına yetecek güç bırakmayacak.
ABD’nin bölgeden ayrılma zamanı “aşağı yukarı” bilindiğinden bu ihtimalin gerçekleşmesi süreci belki şu zaman aralağına sıkıştırılacak. Bush görevden ayrılmadan (!) ve ABD bölgeden çekilmeden!
Bu çok ses getirecek girişimi yapması “mecbur” görülüyor bir çok diplomasi uzmanı tarafından. Çünkü mecbur bırakan-yukarıda kısmen saydığımız-gerekçeler makul.
Türkiye arada kalacak
Böylesi durumda Ankara’nın hayli ter dökeceğini şimdiden söylemek kehanet sayılmaz. ABD’nin Irak işgaline onay vermeyen, kamuoyunun baskın çoğunluğunun ABD karşıtı olduğu, İran ile ilişkilerinin gittikçe iyileştiği ve şimdi de PKK-PJAK bağlamında ortak bir güvenlik kaygısını paylaşan, ama hepsinden önemlisi Dış politika prensibi olarak İran’ın vurulmasına karşı olan Türkiye ne yapacak?
Balgat’daki Dışışleri koridorları, “bundan önce yapılacak çok işin” olduğunu söylüyorlar. İlki kısa bir süre önce çiçeği burnunda Dışışleri Bakanı Babacan tarafından deklare edildi.
Fark edilmemiş olabilir ama Ankara, İsrail’in Suriye üzerinde yaptığı tehlikeli hava oyunlarını bu minvalde yorumladı ve bunun için İsrail’le ilişkilerde pek alışıldık olmayan bir üslup kullanarak sert çıktı.
Bu aslında bir “ön alma” manevrası olarak da değerlendirilebilir. Olaydan sonra Suriye’nin koşarak Türkiye’ye gelmesi ve aradığı desteği bulması bunun açık bir örneği.
Türkiye, “Suriye’de gerçekte ne yaptığınızı biliyoruz. Bu operasyonların neyin antremanı olduğunun farkındayız. Sakın ha!” demiş oldu.
Yine de iş bu kadarla kalacak gibiye benzemiyor. Çünkü ABD gerçekten İran’ı vurmak isterse Türkiye’nin kapısını bir kez daha çalabilir. Bu durum karşısında Ankara ne yanıt vereceğini-şimdiden-kara kara düşünüyor.
Düşünüyor ama bu durumda talep edebilecekleri de “tatlı” geliyor. Çünkü böyle bir durumda Ankara’nın ağzından çıkacak ilk kelime “PKK” olacak. Sonra da Kuzey Irak, Barzani, Talabani, enerji hatları dosyaları açılacak.
ABD’nin İran’ı vurup vurmayacağı ihtimali konusunda emin olabilmek için biraz empati yapmak yeterli. Kendini ABD’nin yerine koyan ve zihin sistematiğinin nasıl çalıştığını bilen herkes, “ABD Irak’ı Tahran’a terk etmez” tezini rahatlıkla savunabilir.
Bu, İran’a yönelik bir hamle gerçekleşecek demek. Yine bağlı olarak bu halde ABD’nin Türkiye’nin isteklerine artık daha çok kulak asması bir başka mecburiyete dönüşecek.
PKK sana güle güle?
Yine günlük siyasi hengameler içinde az ilgi görse de, yaklaşık 10 gün önce Barzani ve Talabani’nin bir araya gelerek, PKK’nın bölgeden Irak’ın komşularını taciz etmelerine izin vermeyecekleri”ne yönelik açıklamaları bu oluşumun ilk sinyali olarak okunabilir mi?
Bu çıkış yeni bir söylem ve bugüne kadar ki duruşlarının tamamen dışında. ABD’nin, “bakın PKK’ya ilişkin sözlerimizi tuttuk” diyerek Türkiye’den öncelikle Tahran’a yönelik destek beklemesi Washington’un stiline uygun bir hamle sayılabilir.
Bu halde PKK’nın ne olacağı sorusu tartışılır ama uzun zaman önce ortaya atılan bazı spekülasyonlar da zaten terör örgütünün başka ülke veya ülkelere dağıtılarak transferini öngörüyordu. Arada örgüt liderlerinden bazılarının Ankara’ya teslim edilmesi de şaşırtıcı olmaz.
Sonuçta görünen o ki ABD’nin bölgeden ayrılma zamanı yaklaştıkça Ortadoğu’nun suları oldukça ısınacak. Hatta kaynayacak. Bakalım BOP kazanından hangi ülke yanmadan kurtulacak?
http://www.iyibilgi.com/

/ cok siki bak sen / hepsi hülle / cok makara var / Amerikan yart / amerikada cok irtica var / ilelebet göm / cok manyak ayık / çok konu var.

Önce icimizdeki pisliklerin aklını alayım .Çok iran yazdılar. faili mechurlar. İran bir gelirse. Biz de irana bir kalın darbe vuracağız. Anlasın onlar konuyu. Çok ilim. Üsama ben laden. Arap üşşş . Arap terörr. üşşş. yahudi baronlar. şiççtim / Çok manyak HAK ayık . Akıllanırım . Artarım . Ürerim . Ürkütürüm . Çok sıcak . Terör beyaz . Alara uzann. Asır medeniyet. Çok öt. Ötelerden geldi. İliklerime kadar kölee . kusma , kıs . lok . akıl , ali , iman , şike , şiler , şol , ol , pol , polis , irtica , medeniyet , akarım , öl , çöl , öç , öç , im , in , isiririm , isir t , isi , sıcak , akıl , alim , iman , sedef , kokla , serr , sır , sur , ol, akıl , alim , iman , sedef , gık , oık , ol , ali , ilim , iman , pek iman , ser , şecaat , şeref verdin konuya , oklaba , bak sen, sarılık ,sarık , saık , oklava , akarım , ser , sır , sok , sok , sok , sok iiş üryan, çok medeni kalın , konu , ordo , ol , oluk oluk kan, sedef , gelin ol , akıl , alara ol , ol , ol , ol , ol , ol ol

İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesi, İsrail uçaklarının Suriye hava sahanını ihlal etmesinin ve Türkiye sınırları içerisine yakıt tankı bırakmasının Ankara yönetimini ‘kızdırdığını’ açıkladı.

Türkiye, İsrail'e öfkeli!

Büyük resimde topraklarımıza düşen yakıta tankına benzer bir parça taşıyan İsrail Hava Kuvvetlerine ait bir F-16 görülüyor. Küçük resimde ise aynı model uçağın yakıt tankı taşımayan hali görülmekte. (Kaynak: İsrail Hava Kuvvetleri sitesi)

haber 10’da yayınlanan veİsrail Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkililerine dayandırılan haberde, Türkiye’nin son gelişmelere rağmen herhangi bir girişimde bulunmadığı kaydedildi./çok yalın/

“Türkiye, İsrali Hava Kuvvetlerinin yaptığı iddia edilen baskına öfkeli” başlıklı haberde, Türkiye’nin İsrail uçaklarının Suriye’deki hava sahası ihlalinden duyduğu kaygıyı, resmi olarak dile getirmesine karşın, Tel Aviv hükümetinin Ankara’dan resmi bir ‘protesto’ almadığı ifade edildi.

Suriye sınırına yakın iki yakıt tankerinin bulunması üzerine, Türkiye’nin İsrail’den izah istediği haberlerine işaret eden gazete, Türk basınının söz konusu tankerlerin, istihbarat toplamaya gönderilen İsrailli F-151 uçaklarına ait olduğunu yazdığına dikkat çekti.

Haberde, Türk tarafının, Ankara’nın Tel Aviv’deki büyükelçiliğinden İsrail Dışişleri Bakanlığı nezdinde protestoda bulunmasını talep etmediği ve izah istenilmediği belirtildi. İsrail’deki Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilisi de, Ankara’nın olaya ilişkin olarak Bakanlığı ile temasa geçmediğini söyledi. Jerusalem Post, İsrail Başbakanlığı’nın Suriye’deki uçuş iddialarına ilişkin sessizliğini koruduğunu da vurgu yaptı.

Bununla beraber, İsrail Bilim ve Teknoloji Bakanı Ghaleb Majadle’nin, A Sinara gazetesine İsrail uçaklarının günlük olarak Suriye hava sahasına girdiklerini söylediğine değinen gazete, Majadle’nin Suriye’deki son olayın bir savaşa yol açacağını sanmadığı şeklindeki görüşlerine yer verdi. Haberde, Majadle’nin, Suriye hava sahasına fotoğraf çekmek yada hata sonucunda girmiş olabilecekleri şeklindeki ifadelerinin altı çizildi./ Çok başka başka konularla akıl mı karıştırıcanız / Alırım aklınızı / Biz neylersek güzel eyleriz. /

Jerusalem Post, Parlamento Dışişleri Komisyonu Başkanı Tzani Hanegbi’nin, Suriye’de sorun olmasını istemedikleri, ABD ve Arap ülkelerinin de gereksiz gerginliğin yaratılmamasını için çalıştıkları şeklindeki sözlerine yer verdi.

Hanegbi’nin ayrıca “İsrail’in sessizliğinin ABD ile koordine edildiği” ifadesini de aktaran Jerusalem Post, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın / Kutluyorum / detaylı bilgi olmadığı gerekçesiyle yorumda bulunmamasına da dikkat çekti.

Suriye’deki Tişrin gazetesi ise, hava sahası ihlallerini “İsrail’in düşmanca yeni operasyonunun Washington ile Tel Aviv arasındaki koordine edilen bir çabası” şeklinde niteledi. Tişrin, ABD’yi sessiz kalarak İsrail’in ihlallerini teşvik etmekle suçladı. / sikeceğim olanları /

Bu arada, Arap ülkeleri, ihlali kınamayı sürdürürken Arap Birliği de, İsrail uçaklarının uçuşlarını “kabul edilemeyeceğini” duyurdu. / amalika /

SAMANYOLUHABER

Stres, seksi öldüren şeyler sıralamasında en başta geliyor. Kadınlar, erkeklerden daha çok stres yaşıyorlar. Özellikle bütün gün çalıştıktan sonra eve geldiğinde ev işleriyle ilgilenen, çocuklarla uğraşan kadınların yükleri ve dolayısıyla stresi daha da artıyor. Modern dünyada yaşamanın en olumsuz yönlerinden olan stres birçok hastalığa yol açtığı gibi cinsel isteğin de azalmasında büyük rol oynuyor. Kadınlar yoğun iş temposundan çıkıp evlerine geldiklerinde bir de evde çalışınca gece yapmak istedikleri tek şey uyumak oluyor. Kendilerini sürekli yorgun, bitkin hissediyor, içki ve sigarayı artırıyorlar. Kendilerine bir an olsun zaman ayırdıklarındaysa kendilerini suçlu hissediyorlar. Bu durum cinsel hayatlarında gerilemeye neden oluyor. Ve bu gerilemenin de neden olduğu sinir bozukluğu daha fazla stres yaşamalarına yol açıyor. Bu böyle döngüsel olarak sürüp gidiyor.

Peki stresin yarattığı bu isteksizlikten kurtulmanın yolu yok mu? Tabi ki var, aşağıdaki birkaç öneriyi hayata geçirirseniz cinsel hayatınızın iyiye gittiğini göreceksiniz.

• Öncelikle ilişkinizin her şeyden önemli olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Ne de olsa günün yorgunluğunu birlikte atabileceğiniz kişilerin başında eşiniz ya da partneriniz geliyor. Onunla baş başa geçirebileceğiniz saatler yaratın ve bu konuyu onunla konuşarak ondan yardım isteyin.

• Hazırlanan her programa ya da davete katılmak zorunda değilsiniz. Hayır demeyi öğrenin ve gerçekten katılmak istediğiniz bir etkinlik değilse kesinlikle uzak durun.

• Kendinize zaman ayırın. Haftalık çalışma planlarınızdan bir iki saat çalarak bu zamanı kendinize ayırın. Yoga yapmayı deneyin. Uzun zamandır yapmayı isteyip de yapamadığınız aktivitelere katılın.

• Erkekler için özel bir uyarı: Eşinizin de sizin gibi bütün gün yoğun bir tempoyla çalıştığını ve onun da dinlenmeye ihtiyacı olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Kadınlar bütün gün çalıştıktan sonra bir de ev işlerini yaptıkları zaman seks için ne enerjileri ne de istekleri kalıyor. Bunu düşünerek işleri onunla birlikte yaptığınız taktirde cinsel hayatınızın yoluna girebileceğini unutmayın.

Endişe de seks hayatınızı olumsuz etkiler

Erkekler başarısız olduklarını düşündüklerinde çok tedirgin olurlar. Ama ne yazık ki performansla ilgili endişe ve korkular problemin çözümü değil, bir parçasıdır. Üstelik bir de öfke varsa bu sizi birbirinizden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Bu durumda partnerinize yardım etmeye ve sizi ve partnerinizi bu durumdan kurtaracak çıkış yolu bulmaya çalmalısın. Ayrıca ona korkularının üstesinden gelmesinde yardımcı olun. Hiç kimseden yatakta bay ve bayan mükemmel olması beklenemez. Birbirinize yakınlaşmanızı sağlayacak ortamlar yaratın ve ten temasınızı artıracak platformlar sağlayın.
Okumaya Devam »

* * *

Sayfayı da sizleri de çiçeklerin içinde boğmaya karar verdim bu sefer.. Bahar geldi geçiyor bile, yaz gelecek bende çiçeklerle ilgili doğru dürüst yazı-resim neyim yokmuş bunu farkettim.. Sırası gelmişken değinmiş de oldum.. Bahar geldi, benim sayfamda da çiçekler açsın dedim.. Resimlerle de desteklemek istedim, fena yapmadım umarım..

Hangi burç hangi çiçeği severmiş gelin hep beraber görelim..

Ay, vallahi doğru, tuttu benimki!” demenizi beklemiyorum merak etmeyiniz.. Öylesine bir alıntı yazı işte.. Çiçekleri ben serpiştirdim zahmet edip..

Bu arada bendeniz Türk zambağı severmişim..

Tabi zambak sevdiğim bir çiçektir..

Ay vallahi tuttu yahu..

Hehee..

SÜMBÜL / KOÇ

Koçun zamanı ilkbahardır. Bu dönemde sümbülün çiçekleri ile mutlu olur. Yumuşak pembe, mavi, mor ve beyaz renkler onu büyüler. İlkbahar çiçeklerini genelde kışın evde ve camın önünde yetiştirir. Böylece onlarla haftalarca mutlu olabilir.

LALE / BOĞA

Yaşama sevinci ile dolu olan boğa, canlı renklere sahip çiçekleri sever. Laleler içinde en geniş seçeneğe sahiptir. farklı tonlarda bulunduğu gibi değişik şekillerde de elde edilebilir. Eğer bir bahçesi yoksa laleler ile dolu bir vazo da yeterli olacaktır.

GÜL / İKİZLER

Gül, ikizlerin sembolüdür. Çiçeklerin kraliçesi olan gül özellikle ikizleri çok fazla etkiler. İkizler sadece onun çekiciliğini değil onun nasıl yetiştirileceğini de iyi bilir. Gülün bakımı ve diğer işlerine de hakimdir.

AKDENİZ LALESİ / YENGEÇ

Akdeniz’den gelen anemon güçlü renkleri ile yengeci büyüler. Yengecin yaşam tarzında olduğu gibi anemonlar da kendilerine özgüdür. Küçük veya taşlı bahçelerde rahatsız edilmeden küçük gruplar halinde yetişirler.

ORKİDE / ASLAN

Yükseği seven aslan çiçeklerde de gösterişli olanlarını sever. Orkide bu yüzden favorileri arasındadır. Büyüleyici ve alışılmadık renkler onu fazlasıyla etkiler. Egzotik güzelliği ile bitkiler ailesinin en büyük üyelerinden olup 25.000 den fazla vahşi büyüyen çeşidi vardır.

MARGİT / BAŞAK

Bakımının kolay ve her yere uyması sebebiyle margit başak için uygun çiçek dostudur. Renkli ve parlak beyazı ile dikkat çeker. Başağın balkonda veya bahçedeki tercihi renkli türleridir.

DALYA / TERAZİ

Çok şık olan terazi barok güzelliğe sahip dalyaları tercih eder. Basit, yarı veya tam dolu dalya çeşitleri değişik renkli ve yapraklıdır. Türleri her geçen yıl artmaktadır.

EŞEK DİKENİ / AKREP

Akrepler hareketi sever ve her boş zamanlarında gezi ve yürüyüşler yapar. Bu sırada dağlarda bulunan dikenlerin güzelliği ilgisini çeker. Centiyane gibi diğer dağ çiçekleri de onu büyüler.

ZAMBAK / YAY

Güzel şekli ve hoş kokusu ile yayı büyüler. İlk tercihi beyaz kral zambağı olsa da kırmızı ateş zambağı alaca renkli Türk zambağı ona mutluluk verir.

AMARİL / OĞLAK

Çalışkan oğlak uzun boylu amarilleri sever. İlk tercihi kırmızı çiçekli çeşididir. Kendisi gibi ona da özen gösterir ve gelecek yılda da çiçek açmasını sağlar.

KARDELEN / KOVA

Kardelen kıştan sonra ilk olarak açan çiçeklerden biridir ve ilkbaharın gelişini haber verir. Mutlu kova, çimenleri parlak renkleri ile dolduran ve daha şubat ayında etrafa güzel kokular yayan bu çiçeği çok sever.

NERGİS / BALIK

İlkbaharda balığın doğumu ile sarı renkli nergislerin de çiçekleri açar. İlkbahar çiçeği ünvanı ona aittir. Özellikle trompet nergisi parlak sarı rengi ile büyüleyicidir.

* * *

Kaynak: Bilinmiyor.. Kaynak veriyorum da ne oluyor sanki..

Gidip bakıyonuz mu nerden aldığıma..?

En dipteki alakasız not: Radyoda çalan şarkı şöyle dedi az önce: “Bu sabah bir umut var içimde, nasıl olsa geri gelirsin diye.. Herşey yerli yerinde yine, bu sabahların bir anlamı olmalı..” Güzel söyledi Vega grubu.. Bugünü de bir yere yazayım.. Neredeyse yılın bütün günleri dolacak bu gidişle ya neyse..

Daha Fazlası İçin www.msnnedir.com ‘ Ziyaret ediniz

Bugüne kadar yüzden fazla suikast girişimi atlatan Fidel Castro’ya karşı en yaratıcı planları Amerikalılar’ın hazırladığı ortaya çıktı. CIA, daldığı körfezdeki istiridyeye bile bomba koymuş!

Castro’yu öldürmenin 1001 yolu

CIA’nın geçen hafta yayınlanan eski kayıtlarında Castro’yu mafya yardımıyla öldürtmeye çalıştığı açıklanmıştı. Ama Küba’nın eski istihbarat şefi Fabian Escalante, Reuters haber ajansına Amerikan gizli servisinin icraatlarının bununla sınırlı olmadığını öne sürdü. İşte suikast girişimlerinden sadece birkaçı:

İKİ KEZ HAPLA DENEDİLER: CIA, Castro’yu iki kez hapla zehirlemeye çalıştı. 1961 yılında yardımcı olması için ikna ettikleri devlet görevlisi Juan Orta, son anda vazgeçince plan yarıda kaldı.

ÇİKOLATALI SÜTÜNE ZEHİR: 1963 yılında iki mafya babası, zehirli hapları Aspirin şişesinde ülkeye kaçırdı. Burada garson rolündeki ajan, botulinum toksini içeren zehirli hapları Castro’nun çikolatalı sütüne katacaktı. Ama haplar buzluğun duvarına yapıştı. Garson yerinden oynatmaya çalışırken de parçalandılar.

DENİZALTINDA SUİKAST: Castro dalmayı çok seviyordu. En sevdiği denizaltı mağaralarından birinde, bir istiridyenin içine konan bomba son anda bulundu.

DALGIÇ KIYAFETİNE ZEHİR SÜRDÜLER: Bir keresinde de Castro’nun dalgıç kıyafetine zehir sürüldü.

SAKALLARINI DÖKECEKLERDİ: CIA Castro’yu öldüremediğini görünce bu kez karizmasını sarsmaya çalıştı. Castro’nun BM’de konuşma yapacağı öğrenilince botlarına tüy dökücü toz kondu. Böylece Castro BM’nin önüne çıktığında sakalları dökülecek ve karizması yerle bir olacaktı.

PUROSUNA LSD: Fidel Castro’nun TV’ye vereceği bir röportaj öncesinde purosuna LSD (bir çeşit uyuşturucu) yerleştirildi. Böylece saçmalaması ve rezil olması planlıyordu. Ama bu girişim de son anda fark edildi.

CIA denemeye devam ediyor

ABD Başkanı Gerald Ford, 1976 yılında yabancı ülke liderlerine suikast düzenlenmesini yasakladı. Ama Escalante “Amerikalılar ne derse desin, Castro’ya karşı bazı girişimlerde hala CIA’nın parmağını görüyorum” diyor.

Vatan

22 Temmuz’daki seçim beyannemesini açıklayan ve ‘Türkiye yol ayrımında’ vurgusu yapan CHP’ye en büyük tepki partinin eski Genel Sekreteri Tarhan Erdem’den geldi.

CHP'nin beyannamesine ağır tepki

Tarhan Erdem’in bugünkü Radikal gazetesinde yer alan “Seçim Beyannameleri: 2. CHP” başlıklı yazısında ana muhalefet partisinin beyannamesi hakkında şu yorumda bulunuyor:

“Ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum! Bu kadar akıl dışılık, bu kadar halktan ve uygarlıktan kopukluk anlaşılır gibi değil!”

Tarhan Erdem’in Radikal’deki köşe yazısı

Seçim Beyannameleri: 2. CHP

CHP Beyannamesi’nin başlarında ‘Türkiye bir yol ayrımındadır’ uyarısı var. Benzer bir saptamayı, MHP’nin beyannamesinin ilk cümlesinde okumuştuk: “Türkiye tarihi bir dönüm noktasındadır”!

MHP ‘Bölünme’ tehlikesinden çıkarak ülkemizin ve milletimizin ‘Ağır bir saldırı altında’ olduğunu bildiriyordu.

CHP’yse terör tehdidini öngörmekle birlikte, din esaslarının devlete hâkim olması tehdidine ağırlık vermektedir.

Beyannamesinin ilk bölümünde, ‘Terörün kökü kurutulacağı, ülkemizin barışına ve bütünlüğüne sahip’ çıkılacağı söylenmekteyse de, CHP’nin temel çıkış çizgisinin, ‘Laik düzen ve Cumhuriyet’in çağdaş kazanımlarına karşı komplolar’, ‘Politika, kamu yönetimi ve eğitimin din tacirleri ve tarikatlar tarafından kuşatılması çabaları’ olduğu anlaşılmaktadır.

CHP’ye göre, halkımız, ‘Ülkemizin üzerine bir karabasan gibi çöken tehlikenin, farkına varmış ve devletine, laik Cumhuriyeti’ne, huzuruna ve geleceğine sahip çıkma kararlılığını ortaya koymuştur.’ İki muhalefet partisine göre Türkiye iki büyük tehlikeyle karşı karşıyadır:

‘Bölünme’ ve ‘Karartma’! Bekir Ağırdır, bu iki tehdidi çok güzel adlandırdı: ‘Öcü’! (Radikal İki, 24 Haziran). Yönetim sistemimiz hakkında ne dersiniz? Aman öcü var, bölünürüz! Eğitim sorunumuz? Dokunma öcü var, okullarımız laiklik kuşatmasından kurtulmalıdır! Irak meselesi? Daha neler, öcülerin oradan beslendiğini bilmiyor musun?

Bütün konuların ve çözümlerinin arka planında bu ‘iki öcü’ durmakta, her köşeden devletimizi tehdit etmektedir! Bu ‘öcü politikaları’ ile devlet yönetimi nasıl bağdaşacak, anlamak zor!

CHP beyannamesinden bir örnek vereyim:

“Türkiye’nin laik düzenini ve Cumhuriyet’in çağdaş kazanımlarını hedef alan etkinlikler ile dini politikaya yansıtma, kamu yönetimini ve özellikle eğitimi bağnaz dini çıkar odaklarıyla, tarikatlarla kuşatma çabalarına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” vaadi, beyannamenin değişik bölümlerinde, değişik kelimelerle birçok kez yinelenmektedir.

Bir başka konu yönetim sorunudur. Bana göre ülkemizin kaynak sorun alanlarından en önemlisi yönetim sistemimizdir. Biliyorsunuz, son yıllarda yerinden yönetime geçiş adımları atılmak istenerek, yerel yönetim yasalarında değişiklikler yapıldı; ilkesel olanları Anayasa’ya takıldı, birkaçı da yürürlüğe girdi. Bu değişiklikler hakkında CHP’nin düşüncelerini birlikte okuyalım:

“Kamu yönetiminin parçalanmasına, merkezi-yerel yönetimler arasında hizmet bütünlüğünün bozulmasına yol açan bugünkü uygulamalar düzeltilerek, merkezi ve yerel idarelerle bunlar arasındaki ilişkileri yeniden tanımlayacağız.

Küreselleşme adına yerelleşmeyi ve çok sayıda yerel iktidar odağı oluşturmayı dayatan, çağdaş bir yerel yönetim modeli maskesi altında ulusal çıkar eksenli olarak örgütlenmiş merkezi devlete rakip olarak cemaat/tarikat/şirket ve çokuluslu şirketler eksenini geliştirmeye çalışan, bunun için militan kadrolaşmasını başlatan, idari federalizm öngörerek üniter yapıyı tehdit eden mevcut yerelleştirme projesi tümüyle tasfiye edilecektir.”

Ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum! Bu kadar akıldışılık, bu kadar halktan ve uygarlıktan kopukluk anlaşılır gibi değil!

Tarhan Erdem-Radikal

/amcuk ibnelikler , lekeler , karınlık , katılım , konal , karım , kotul , kitab , korun